Image

Oubykh Mektupları
Oubykh Mektupları
oubykh@hotmail.com
Tüm Yazıları

01 Aralık 2017, Cuma

Uzun zamandır elim gitmiyor

Uzun zamandır elim gitmiyor…
...
En son izlediğim filmde, şehirden kırmızı diye bahsediliyordu…
Ne kadar çok rengi varmış şehrin…
Odesa…
Şehir denince aklıma nedense hep ilk gelen şehir Odesa…
Merdivenleri bitmeyen şehir…
Dişi bir şehir…
Paris…
Bir şehrin en güzel yerlerinden birisidir, o en büyük meydanı…
O meydanda, o şehirde olduğunuzu bilirsiniz…
Bir şehirde, o küçük dar sokaklarında dolaşırken kendinizi bulursunuz…
Ağzı açık kaldığı için hafifçe kokan bir çöp kovası, çöp kovası yanında bekleyen benekli bir kedi, havanın durumuna bağlı olarak öbek halde sararmış yapraklar, duvara boyayla yazılmış anlamsız sözler, akşam ise ışığı belli belirsiz yanan bir sokak lambası ve direği, konser duyurularının yan yana sıralandığı bir başka duvar, ana girişleri derli toplu olan lokantaların arka tarafına bakan servis çıkış kapıları, kapıların üstünde yer alan bacalardan çıkan yemek kokuları, çöp kovası yanında bir mazgal, kimse ortada yokken mazgaldan kafasını çıkarma cesaretini gösteren şehir faresi, neden o sokaktan geçtiği anlaşılmaz, elinde pardesü, kafasında fötr şapkası ile bir kravatlı, neden orada olduğu tahmin edilen, üstü çiş kokan elinde teneke kutu bira ile bir zamanlar beyaz olan spor ayakkabısı ile açım yazan bir kartonun gerisinde oturan saçları seyrek sokak insanı ve…
Pek kimsenin girmediği şehrin o dar sokaklarında kendinizi bulursunuz…
Ürkersiniz belki, ıssız sonu karanlık sokağa bakıp, girsem mi girmesem mi diye düşünürken, ansızın biri çıkar karşınıza, şık bir genç kadın karşınızdadır o karanlığın içinde çıkan güzelliğyle…
Cesaret alırsınız girersiniz sokağa…
Rengi vardır, her bir şehrin…
Kırmızı denmişti yaşadığım şehir için…
Kimi kırmızı görür, kimi mavi…
Kimi erkek, kimi kadın görür o şehri…
Kimi beğenir, kimi beğenmez…
Kimi ömrünü geçirmiştir o şehirde, kimi beş dakika katlanmak istemez o şehre…
Hiç istemediğiniz, düşünmediğiniz halde girdiğiniz o sokağı, belki çok severseniz…
Kendinizi bulduğunuz içindir…
Gece şehri saklayan bulutlar, sadece dolunay hatrına saklanır…
Güneşe itiraz ederler, gündüz bulutludur rengi olan o şehir…
Çıktığınız sokağa dönüp bakarsınız ilk gördüğünüz çöp kovası yoktur, sonra gördükleriniz de yoktur…
Bir başka sokak çıkar karşınıza, tereddüt edersiniz önce, bu sokağa daha önce girmiştim dersiniz, çöp kovası oradadır çünkü…
Yanıldığınızı anlar ve girersiniz sokağa…
Dönüp dolaşıp aynı yere gelirsiniz…
Şehrin duvarları izin vermez, dışarı çıkmanıza...

Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.