Image

Selçuk Sol (Sımsım)
Araştırma
selcuksimsim@hotmail.com
Tüm Yazıları

01 Eylül 2019, Pazar

Keleşbey dönemi (6)

 

      Hükümdarın ölümü ve hanedanlık içindeki karışıklıklar

      1808 yılının 2 Mayıs gecesinde Abhazya hükümdarı Keleşbey, Sohum Kale’deki sarayının girişinde kendisine birkaç defa ateş edilmesi sonucu ağır yaralanmış ve ardından kılıçlı saldırıyla öldürülmüştür.

      Abhaz Hükümdarı Keleşbey’in ölümünün ardından, büyük oğlu Aslanbey tahta geçmek üzere harekete geçer.

      Keleşbey cinayetinin üzerinden çok geçmeden, Seferbey’in General İ. Rıkgof’a, babasının Aslanbey tarafından öldürüldüğünü yazan bir mektup gönderdiği Rus kaynaklarında yazmaktadır. Bu mektup daha sonra General Rıkgof aracılığıyla İ.V. Gudoviç’e; sonrasında Kont A.R. Vorontsov’a rapor halinde ulaştırılır.

      General İ. Rıkgof’un aldığı mektuba istinaden Kont İ.V. Gudoviç’e gönderdiği raporda şunları yazar: “Abhazya Hükümdarı Keleşbey, öz oğlu Arslanbey tarafından öldürülmüştür. Dört el ateş ile Keleşbey’i ağır yaralayan Aslanbey ardından onu kılıçtan geçirmiş; daha sonra da yandaşları ile birlikte -şu anda Sefer Alibey’e bağlı askerler tarafından kuşatılmış durumda olan –Sohum Kale’ye gizlenmiştir.”107

      Bir müddet sonra Aslanbey, General İ.İ. Rıgrof’a bir mektup yazarak Keleşbey’in öldürülmesinin başkaları tarafından düzenlenen bir komplo olduğunu ve suçun kendisinin üzerine atıldığını iddia eder.

      Aynı mektupta babasının ölüm haberinin Osmanlı Devleti’ne ulaşana kadar Ruslardan koruma ve kaleyi savunma isteğinde bulunduğunu yazmaktadır. General İ.İ. Rıkgof, Kont İ.V. Gudoviç’e 10 Haziran 1808 tarihli raporunda konudan bahsetmektedir:

      “Aslanbey bizzat bana, Keleşbey’e karşı komplonun başkalarının işi olduğunu belirterek, suçu hiçbir şekilde kabul etmediğini yazıyor ve babasının ölüm haberi Babıâli’ye ulaşana kadar kendisini korumayı veya Sohum’un kaderini savunmayı arz ediyor. Ben şu ana kadar bu mektuplara cevap vermedim.”108

      7 Haziran 1808 tarihinde Seferbey Çaçba, Megrelya hükümdarı N. Dadiani’ye Rusya tebaasına kabul edilmesi için Çar’a aracılık etmesini isteyen bir mektup yazar.

      8 Haziran 1808 tarihinde, N. Dadiani, I. Aleksandr’a mektup yazarak, Rusya’ya karşı sadakat yemini vererek, Rus ordusunun Abhazya hükümdarı Aslanbey ile mücadelesinde Seferbey’in desteklenmesini ister.109

      Megrelya hükümdarı mektupta söyle demektedir: “Lanetli Aslanbey Sohum Kalesi’nde babası Keleş Ahmedbey’i haince öldürmüştür. Damadımız Seferbey Abhazya’nın tüm beyleri ve soyluları ile bize gelerek, bizimle birleşme ve iyi komşuluk arz etmiştir. Ve böylece İmparatorumuz Seferbey’i himayeniz altına almanız için en uygun zaman. Kendisi (hanedanımızın) ferdi ve komşumuz, kaldı ki önceden sizin kontrolünüz altında bulunmuştur. Bu girişimimizle Majestelerinin tebaasına bizimle birlikte Abhazya’da girecek, böylece Rus imparatorluğunun sınırları Kırımla sınırdaki Cigetlere kadar yayılacaktır.”110

      1808 yılı Ağustos başlarında, General Rikgof’un Kont Gudoviç’in emriyle Megrelya prensesi Nina Dadiani’nin güçleri ve onun iki damadının (Manuçar ve Seferbey Çaçba) güçleri birleşerek kuşatma altındaki Sohum’u almak için saldırı başlatırlar. Aslanbey’in yardımına Sohum’a üç gemi dolusu asker ile onun kuzeni Poti Kalesi komutanı Küçükbey Çaçba yetişir. Karadan da 300 Adığe ve Ubıh gelir. Neticede birleşik kuvvetler başarısızlığa uğrar. Sohum Kale ele geçirilemez ve Seferbey de Megrelya’ya dönmek zorunda kalır.

      Bunun neticesinde halk tarafından zaten büyük bir desteğe sahip olan Aslanbey’in nüfuzu çok daha artar. Abhaz toplumunun en üst tabakaları, Keleşbey’in çok sayıdaki akrabaları (kardeşleri, Keleşbey’in son karısı Rabiya hanım) kendisini desteklemektedir.

      Bu durumda akla gelen sormak gerekiyor: Eğer hakikaten Aslan bey kendi babasını öldürmüş olsaydı, böyle bir tablo mümkün olabilir miydi?

      Bu sırada Osmanlı Devleti Sohum Kalesi’nin muhafazasına büyük önem vermiştir. Bunun için kaleye cephane sevk edip, kale muhafazasına itina göstermesi ve Rusların kaleye zarar vermemesi için tedbir alması hususunda Aslanbey’e emirler gönderilmiştir.111

      Keza Trabzon ileri gelenlerinden Şatırzâde’ye gönderilen bir başka yazıda, Rus harbi dolayısıyla Sohum’un takviyesi için gönderilmesi gereken askerin henüz gönderilmemiş olduğundan bahisle, bunların bir an önce yerlerine ulaştırılması da istenmiştir.112

      Nina Dadiani, Seferbey Çaçba adına 12 Ağustos 1808 tarihinde Rus imparatoru I. Aleksandr’a Abhazya’nın Rus tebaasına kabul edilmesi için “rica dilekçesi” göndermiştir.113 Dilekçe Megrelya’da, Nina Dadiani’nin diktesi ile sarayın papazı Iona Yoselyani’ye Gürcüce yazdırılmıştır. Mektubun altına Çaçba Seferbey’in adı “Abhaz Kralı Şervaşidze Seferbey Georgi” diye yazılmış, Sefer Bey de buna imza atmıştır.

      Seferbey, açık yüreklilikle, I. Aleksandr’a Abhazya’nın Rusya terkibine alınması konusunda mektubu papaz Iona Yoselyani’nin yazdığını söyler ve

      “Bana da imparatorluk tebaasına geçmem için tavsiyede bulundu”114 diye yazar.

       Aslanbey, 1809 yılında Rus General D.Z. Orbeliani’ye bir mektup göndererek kendisinin Çarın tebaası olmaya hazır olduğundan bahsetmektedir.

      Bu talebe istinaden General D.Z. Orbeliani, General A.P. Tormasov’a 7 Haziran 1809 tarihli raporunda şöyle demektedir: “Adı geçen Aslanbey bana, kontrolündeki kale ile birlikte Çarın tebaasına girme niyetini yazdı fakat ben mektuplarını cevaplamadım. Zira onun için şefaatte bulunulması tüm Şervaşidze (Çaçba) beylerini Rusya’ya bağlılıktan uzaklaştırabilir. Bu nedenle belirli zamana kadar Aslanbey’i reddetmeye mecburum, ileride bu girişime ihtiyaç ve fayda görülür ise gerçekleştirilebilir.”115

      17 Haziran 1809 tarihinde General A.P. Tormasov’un, General prens D.Z. Orbeliani’ye verdiği Aslanbey Çaçba’nın Rusya’nın himayesi talebinin kesinlikle reddine ilişkin talimatı, Rus resmi politikasının hangi yönde geliştiğini net bir şekilde göstermektedir. Talimatta şöyle yazmaktadır: “Redut Kale’ye gelmiş olan Keleşbey’in oğlu Seferbey konusunda ise diğer Abhaz prenslerinden farklı, Majestelerin himaye altındaki hükümdar ve kısa bir süre sonra Majesteleri tarafından tüm Abhazya’nın yasal hükümdarı olarak onaylanabilecek kişi gibi davranılmasını teyit ediyorum. Saygın ve yaşlı babası Keleşbey’e karşı insafsız ve vahşi muamelede bulunan ve mektupla sizden Rusya Devleti tebaasına kabulünü arz eden baba katili olan ağabeyi Aslanbey’e ise, Rus Çarının himayesine kabul edilebileceği yönünde küçücük bir umut verilmesini bırakın, aksine halk arasında herhangi bir otorite ve güce sahip Abhazya’nın tüm hükümdarlarını ona karşı tavır aldırmaya çalışın.”116

      17 Şubat 1810’da I. Aleksandr özel bir tezkere ile Georgiy’i (Seferbey), Abhaz topraklarının veliaht prensi olarak Rusya devletinin en yüksek himayesi ve koruması altına almıştır.117

       Mart 1810’da Amiral Markiz İ. İ. De-Traverse Rus gemilerinin Anapa ile Sohum arasında devriye gezmeleri emrini verdi. 10 Haziran’da, Amiral Yardımcısı Yazrkov, Kont-Amiral Sarıçev’e, Sivastopol’den Sohuma 66 top taşıyan “Varahil” adlı gemi, “Voin” ve “Nazaret” adlı fırkateynler, “Konstantin” adındaki avizi, iki de topçu teknesi ve 4. Deniz Alayı’ndan 640 kişiden oluşan bir batalyonun Dodt’un komutasında gönderilmesi emrini verdi.

      8 Temmuz 1810 tarihinde, öğleden sonra, saat 16.00’da Rus donanması Sohum Limanı’na girdi fakat kaleden üzerine top ve ateşli silahlarla ateş açıldı. Ertesi gün donanma sahile daha yakın gelerek kale üzerine yaylım ateşi açtı. Akşama doğru hemen hemen tüm kale topları harab edilmiş, şehir binaları ise yıkılmış vazitettedir. Limanda demirlemiş olan 7 Türk gemisi ise batırılır.

      10 Temmuz 1810 tarihinde Dodt, kıyıya bir tabur deniz piyadesi, artı 2 top gönderdi. Karadan ve denizden bombaladıktan sonra, Rus askerleri kaleyi ele geçirdi. İngur Nehri tarafından, Belavsk Alayı’ndan, iki topla birlikte şehre bir müfreze girdi. Başlarında komutan General D. Orbeliani ve Seferbey vardı. Gelişen olaylar karşısında Aslanbey, Sadz (Ciget) bölgesine kaçmak mecburiyetinde kaldı. Dodt’un bildirdiğine göre hücum esnasında 300 Abhaz ve Türk öldürülmüş, 78 kişi de esir alınmıştı. Çıkartma esnasında 109 subay ve asker de öldürülmüş veya yaralanmıştı.118

       Gürcistan Başkomutanı İ.V. Gudoviç’in, Hariciye vekili N.P. Rumyantsev’e, Rus ordusunun Sohum-Kale’yi ele geçirdiğine ilişkin 6 Ağustos 1810 tarihli raporu:

       “Muhterem Kont Nikolay Petrovich! Karadeniz Donanması Komutanı Koramiral Yazikov 21 Temmuz tarihli raporu ile bana, askeri harekâtlar için verilen ferman doğrultusunda, Kıdemli Yüzbaşı Dodt’un filosu ile Sohum ve Sucuk-Kale kalelerine harekat düzenlediğini bildirdi. Temmuz ayının 9’unda öğlen saat 16.00 sularında Sohum Kale’yi gemilerden topa tuttuklarını, ertesi gün gece yarısı söz konusu kaleyi ve kaleyi koruyan 60’a yakın topu ele geçirdiklerini bildirdi.

      Ekselansları, bu güzel olayı hürmetlerimle bildirmenin heyecanı içerisinde, siz majestelerini, tüm Abhazya halkının üzerinde hüküm kuran Sohum Kale’nin imparatorluğa kazandırılması ve böylece bundan böyle Karadeniz sahiline mutlak hakim kılacak mükemmel bir limanın Rusya tabiyetine alınması dolayısıyla tebrik etmekten kıvanç duyarım.”119

      Osmanlı kaynaklarında Sohum’un kaybedilişinden söz edilirken kaleye Trabzon kazasından bekledikleri askerin gönderilmediği, kalede aylıklı olan askerlere izin verildiği ve Rus donanmasının Sohum Limanı’na girip kaleyi top ve humbara ateşine tuttuğu ve ardından kalenin deniz tarafını yıkıp, hücum ettiği ve vuku bulan muhârebede kalede bulunan işe yarar topçu ve askerlerin hayatlarını kayıp ettikleri, kalanların yaralı; sağlam olanların ise Çerkeslere sığındıkları belirtilmektedir.

      Seferbey, kalenin Ruslar tarafından ele geçirilmesinden sonra her ne kadar prenslik makamına oturtulmuş olsa da, burası sürekli şekilde bir Rus garnizonunun işgali altında kalmıştır. Böylece Ruslar, Kafkas kıyılarında önemli bir stratejik mevki daha ele geçirmiş oluyorlardı. Aynı yıl içinde Aslanbey yanlısı yaklaşık 5 bin Abhaz, Osmanlı’ya göç etmiştir.120 (Devam edecek)

 

      107 AKAK, C.3, s.200

      108 AKAK, C.3, s.205

      109 AKAK., C.3, s.205

      110 AKAK, C.4, s.201

      111 AKAK. C. 4. s. 419- 420

      112 MA, XIX, s. 216, (Evail S. 1225/8-17 Mart 1810). Arslan Bey’e gönderilen hüküm; Cevdet, Tarih, IX, s.146-147.

      113 MA, XIX, s. 35, (Evasıt B. 1224 /22-31 Ağustos 1809). Şatırzâde’ye gönderilen hüküm.114 Rusya İmparatorluğunun Tam Yasalar Dergisi, C. 40. STb., 1830. Ek. S. 74. No 241 289115 AKAK. C. 3. s. 209.

      116 AKAK, C.3, s.412- 413

      117 Kafkasya Arkeogreafi Komisyonu Tutanakları (AKAKKAKT), c.IV, s.413, № 554

      118 Abhazya’nın sonuncu hükümdarı olan prens Mikhail Şervaşidze’nin nesillerinin hükümdarlık ve mülkiyet haklarına dair bilgi ve kayıtlar. Venden. 1913. s. 5-7. Rusya’nın 19. Asırdaki ve 20. Asrın başlarındaki dış politikası. Dokümanlar. I. Seri. C. 5. M., 1967. s. 372 – 373.

      119AKAK. C. 4. s. 422 – 424. Rusya Dış Politikası Arşivi (RDPA-AVPR), f. Ana arşiv, 1-13, 1810, d.2, s. 5-5

      120 W. Barthold, Abazalar. Abhazlar, İA, s.1-7.

 

Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.