Image

Turabi Saltık
Kafkas Tarihinden Yapraklar
Turabisaltik@mynet.com
Tüm Yazıları

06 Temmuz 2015, Pazartesi

Hamzaname’de Kaf Dağı

 

Eskiden dünyanın şekli konusunda bugünkünden farklı düşünceler vardı. Kaf Dağı dünyanın şeklini oluşturan düşüncelerin başında gelirdi. Antikcağ’da Homeros ile Hesiodos ve pek çok antik edebiyat el yazmacısı; Yunanlılar, İbraniler, İranlılar, Araplar dünyayı, dünyanın şeklini, güneş tekeri gibi görürlermiş. Kaf Dağı’nı, dünyayı birbirine bağlayan yer ve dünyanın bitim noktası olarak görmüşler. İnsanlarca aşılması zor bir bölge olmuş. Gök bilimiyle uğraşan İranlı Kazmini; “Kaf Dağı, zümrütten meydana geliyordu ve göğün rengi onun yansısında oluşmuştu” biçiminde tanımlamıştı. (Mitoloji Sözlüğü. KORKMAZ. Mehmet, Alter Yay. Ankara. 2012)

 

Mitolojik inanışlara göre Kaf Dağı dünyayı dengede tutan; geçilmez, ulaşılmaz bir dağ olarak görülmüştü. Kaf Dağı, yeraltında bulunan kollarıyla dünyayı tutuyordu. 1203-1283’de yaşayan Arap yazar İbnulverdi; “Kaf Dağı’nın arkasında yer alan ülkenin renginin gümüşi, kırk gün kat edecek uzunlukta ve meleklerin yaşam sürdürdükleri yer” biçiminde tanımlamış. (Age)

Mitolojilerde ulaşılmaz, yüksek ulu dağlar, Tanrıların yaşam alanlarıydı. Kaf Dağı da dünyanın belkemiğini oluşturan bir dağ olarak görülmüştü. Efsanelerde Simurg kuşlarına, Altın Posta, Ateşi çalan kahramanlara, Tanrıların devlerle savaşlarına, masallara Kaf Dağı konu edilmişti. Mitolojide yine Kaf Dağı, insanlar tarafından aşılması güç olan dünyanın bitim noktası olarak görülmüştü. Bin bir Gece masallarında, Şehnamede, Divan edebiyatında, Sabinilikte, Zerdüştlükte, Alevi-Kızılbaşlıkta Kaf Dağı, gönül aleminin içsel dünyası, İnsani Kamillerin yaşadığı yerdi.

 

İran mitolojisinde Hamzaname’de, Hz. Hamza’nın 16 sene zorunlu olarak yaşadığı yer Kaf Dağı’ydı. İran mitolojisine göre Hz. Hamza, devlerin, perilerin, cinlerin yaşadığı Kaf Dağı’nın baş Melikesi Esma Periyle evlenir. Kaf Dağı’nda zorunlu olarak yaşamaya mecbur edilir. Kaf Dağı’nda binlerce devle savaşır. Çok eziyet çeker. Yurduna, toprağına hasret kalır. Hamzaname’ye göre Kaf Dağı’nın Melikesi Esma Peri, Kaf Dağı’nda “Şehr-i Zerrin” ismindeki yerde yaşar. Esma Peri’nin Hamza ile yaşadığı Kaf Dağı, Hamzaname’de şu şekilde anlatılmaktadır:

“Sultanı Kaf’ın bir bağı vardı idi. Edrafında üç yüzden ziyade köşkler var idi. Dünyada misli yok idi.”

 

Devamla: “Sahipkran ‘alemde bu kuhı Kaf’a düşeli divler ile cengeyledügin ve Kaf’ın yedi kulesinin ve bin dört yüz cezirelerin gezüp ‘acaib ve garaibseyr-i temaşe eylediğin ve ‘ibret alacak nesneler görip ve on sekiz sahipkranın dahmelerin fethidüp her birinden nasip alduğun beyan eyledi.”

 

Kaf Dağı melikesi Esma Peri, Hz. Hamza’nın Aşkar isimli atını bir hücreye hapseder. “(…) Bir de gördü ki bir a’labağce içine girüp gezmeğe başladı, bakup gördi ki öte başında bir kubbe var.”

 

Hamzaname adlı eserde Hz. Hamza’nın Kaf Dağı’nda gezdiği bazı yerleri anlatırken: “Bir draht-ı müntehaya gelüp gördi bir müferrih ceşemedrfındala’l’i yakut ve zim-zerden laleler cevahirden bir havuz eylemişler. Her bir lalesinden ab-ı zelalakar. Ol havuz dibine kum yerine incü dökmüşler. Bu bir makam-ı dilguşadır ki adamın hayali gider. Ol suffenin üzerinde enva dürlü diba u ziba ile müzeyyen döşemişler meclis hazır, sofralar açılmış durır.”

 

Kaf Dağı’nın perisi Esma Peri istediği anda istediği şeyleri yapar. Sofralar hazırlar. Bağlar bahçeler kurar. Esma Peri, Kaf Dağı’nda Süleyman Bağları’nı kurar. “Anda bar-gah-ı Süleyman’ı getürüp kurdıler. Hamza bar-gahıdahme-i Hazret-i Süleyman’dan çıkarmıştı. Ol kadar büyük idi ki evvel Süleyman divanı bu bar-gahdaiderdi. Sonra gökte taht indükle divan olup bar-gah-i hazineye kodi. Açmaga tafsili budur ki üç yüz altmış kubbesi vardır ve üç yüz… idi. Bu bar-gahı kurup kaldırup ve devşirmek istediklerinde mahsus sandıkları var idi. Ana koyıp divlere yükledirlerdi ve ol bar-gah kuruldıkta bir düşman içerü girmek dilese eger giz ki eger Aşkar’a ol ciniler ahfadan başın koparup atarlar idi.”

 

İran Mitolojisinde yer alan Hamzaname metinlerinde Hamza, Kaf Dağı’ndan yine İran mitoloji kahramanlarından Gerşasb’ın dahmesini ele geçirir. Dahme, Hamzaname metininde: “Hamza yakın gelup gordi bir mu’azzam şehirdir. Burç boruları, kapuları muhkem edrafın dolaşarak ‘şunu fethi ne şekil ola, deyüp ka’lenin kapusıoninde bir ‘amud gördi. Nazar iyledi birkaç satır yazı gördi, okudı öyle demiş ki: ‘Her kim bunda gelüpte maşei derse eger Hamza İbn-i ‘Abdu’l Muttalip isen fethidup benim kabrim ziyaret eylesun. Bu ‘amudı yerinden koparasın kapu acılır’ dimiş. Hamza zor idup ‘amud kopardı. Bir dehliz açıldı. Hamza içerü girdü. Şehr-i ‘zimcıkdı, ol şehir temaşe iderek bir ‘azim saray-ı‘ali gördi, içerü girüp nerdibandan yukaru çıkdı. Bir divanhaneye geldi. Üstad ey der: Bunda bir san’atiylemiş ki cümlesi diri sanursun. Vezir-i vüzeri hükema cem olmışlar pay-ı taht sandalyesinde Gerşasb Ahendest oturmuş yüz altmış arış kaddiyle sanki hayatta gibi.” (Age.)

 

-------------

Kaynaklar:*Halk Edebiyatında Hamzanameler, SEZEN, Lütfi, Kültür Bakanlığı Yayınları,

Ankara. 1991

*İran Mitolojisi, YILDIRIM, Nimet, 1991.

*Mitoloji Sözlüğü. KORKMAZ. Mehmet, Alter Yay. Ankara. 2012.

Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.