Image

Süha Baytekin
Kutsal Güneşin Çocuklarına
suhabaytekin@gmail.com
Tüm Yazıları

01 Şubat 2020, Cumartesi

Bu ülkede neler neler görürsünüz

       Bu ülkede neler neler görürsünüz

       Bu ülkede, düşüncelere saygı talep eden bazılarının “Benim düşüncemdeyse saygı” yaklaşımında olması sizi şaşırtmaz.

       Sosyalist düşüncenin öncülüğünü yaptığını söyleyen bazı zevatın sık sık faşist söylemlerine tanık olursunuz. “Ama” demeye yeltenseniz de muhatap olmamak daha hayırlıdır.

       “Halkların kardeşliği” sloganları atan kimilerinin dolaylı ifadelerle, hatta bazen alenen “Ama şu ve şu hariç” demesini acı acı gülümseyerek izlersiniz. Yüzlerine vurmak isteyip vazgeçersiniz.

       Bu ülkede zaten çok şey yapmak istersiniz ama hemen vazgeçersiniz.

       Kimlikle ilgili bir sorunu olmadığını ısrarla yineleyenlerin vahim bir kimlik bunalımı yaşadıklarını görür, üzülürsünüz.

       “Çok bozulduk çoook” klişesini ağzından düşürmeyenleri takip imkânınız olsa, konuşacak, yazacak sınırsız malzeme bulabilirsiniz.

       Söyleyip yapmayanları, yapıp söylemeyenleri geçelim.

       “Miş, mış, muş, di, dı, du” geçmiş zaman kiplerinin ne kadar çok kullanıldığını fark ettiğinizde “Biz yaşamıyor muyuz yoksa?” şüphesine düşersiniz.

       Asaletin şık giysiler içinde, olabildiğince ciddi bir tavırla düğünlerde, davetlerde, sergilerde, özel gecelerde boy göstermek olduğunu zannedenlere de sık rastlarsınız.

       Ama çoğu köylü giysileri içinde, bilgeliği, bozulmamışlığı, dupduru bir asaleti temsil eden niceleri de bulunur elbet, kenarda köşede.

       Gözlerinde envai acının izleri, mahcup, gülerken ağlayan, ağlarken gülen, konuştuklarında farkında bile olmadan dudaklarından cevherler süzülen nineler de vardır.

       Emek ve fedakârlıktan bahsedenlerin, başkalarının emek ve fedakârlığını kast ettiğini anlamanız zaman alır.

       Aynı halkı temsile soyunan, ama halkın çıkarları için bırakın bir araya gelmeyi, birbirlerine selam vermekten bile kaçınan kurumları da geçelim...

       Köyünü, köylülüğünü unutup gökten zembille saraylara inenler de boldur. Milliyetçiliği başka halkları hakir görmek olarak algılayanlar canınızı fena halde sıkar.

       Kendisi yalan söyleyip yine kendisi samimiyetle inananların çokluğu karşısında hayretler içinde kalırsınız.

       “Gidelim buralardan” feryatları atan nicelerinin yollarına kırmızı halılar serilse, sırça saraylar bahşedilse hiç de niyetlerinin olmadığına şahit olmak da üzücüdür.

       Hiç uğraşmayın! Muktedir zevattan biri adınızı andığında “Çerkes dedi, vallahi dedi” diye onurlanıp, başı göğe erenlere laf anlatmanız zordur.

       Bütün bunlara rağmen;

       Kendi dünyalarında sessiz ve vakur, kirden, pastan uzak yaşayanların olduğunu bilmek rahatlatır bir nebze sizi.

       Bu ülkede daha neler neler görürsünüz.

 

 

Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.