Image

Jiy Zafer Süren
-LAGARTA / ЛАГАРТА-
zafersuren@yahoo.co.uk
Tüm Yazıları

01 Temmuz 2020, Çarşamba

Acaxu / Ace / Ake

 

Ateş, Sanayi Devrimi’ni başlatmasının yanında aynı zamanda inançsal alanda da önemli bir yere

sahip olmuştur.

 

İlkel insanların yeme, içme ve barınmadan sonra en önemli gereksinimleri ısınma olmuştur. Herhangi bir yerde yakılan ateş ve onun etrafında toplanan insanlar, yakılan yeri kutsamışlar dolayısıyla kutsallık ve arınma alanı olarak algılayıp zaman içinde onu kült haline getirmişlerdir.

 

 

Ateş ve ocak kültü, yakın cevresi ile Anadolu’da Neolitik dönemden beri süregelen bir inanç biçimidir.”

 

İnsanoğlu yaratılışından bu yana, doğa olaylarına, kendisinden bağımsız gelişen durumlara karşı bir destek, güç ve teslimiyet olgusu arayışı icerisine girmiştir. Doğada bulunan çeşitli metaforlara hayranlık ve inanc beslemiştir.”

 

Hititce civi yazılı belgelerde, ayinlerde kullanılan ocaklar; yanına, sağına-soluna kurban parcaları

konan, libasyon yapılan önemli bir nesnedir. Ateşin ve ocağın insanların temel ihtiyaclarını karşılamasından dolayı, Hititlerde ateş hem kutsaldır hem de tanrısallaştırılmıştır (Popko, 1978, s. 85-90; Yıldırım, 2014, s. 39).”

 

Günlük hayatta aileyi bir arada toplayan, yemek pişirilen mekan olan ocak yapısı; zaman zaman etrafında dini ve majik pratiklerin gerçekleştirildiği, kültsel alan olarak da karşımıza çıkmaktadır.”

 

Bu belgelere göre etrafında ve içerisinde kült pratiklerinin uygulandığı ocak, tanrılara ulaşmak

için kullanılan kutsal bir araçtır. Ocağın etrafında veya içerisinde gerçekleştirilen kurban eylemleri,

Tanrıca veya Tanrı ile iletişim kurmanın en kısa yoludur. İçerisine atılan nesneleri yakıp yok etmesi ile istenmeyen durumun ortadan kalkmasını sağlayan, büyü malzemesi olarak kullanılan kutsal bir

yapıdır.”

 

Ocakla tanrıların ilişkisini anlatan KUB 9. 28 Vs. II 14’-22’ (CTH 442) numaralı kurban belgesi ise; ocak ile diğer tanrılar arasındaki ilişkiyi görmemiz açısından önemlidir. Güneş Tanrıçası’nın egemenliğinin kabul edildiğini anlatan çivi yazılı belgede; Hattušalı tanrılar için yedi ocak yerinde yapılan kurban ayini şöyle anlatılmıştır: İlk ocak yerinde gökyüzü ve yeryüzü için, ikinci ocak yerinde Fırtına Tanrısı ve Güneş Tanrıçası çifti için, üçüncü ocak yerinde Sarayın hanımefendisi; Ninegal (Gessel, 1998, s. 735) ve Inar(a) (Gessel, 1998, s. 187), [dördüncü] ocak yerinde yedi tanrı Ištar, Ninatta-Kulitta (Gessel, 1998, s. 335), Tarawa (Gessel, 1998, s. 444), Kader Tanrıcaları (iki adettir) (ve) Hilašši için, beşinci ocak yerinde Ḫattuša’nın dağları (ve) ırmakları ile Hatti-ülkesinin

bin tanrısı’ icin kurban ayinleri düzenlendiği belirtilmiştir (Haas, 1994, s. 270-271).”

 

Yapılan ayinlerde ise ocakların altına konulannesneler şöyle tarif ediliyor:

Ocağın altına (konulur): 1 gümüş ocak ağırlığı 1 şekel, 1 altın ocak ağırlığı 1 şekel, 1 ocak mavi taş(tan), 1 ocak dağ kristali/kuartz(dan), 1 ocak demir(den), 1 ocak bronz (dan), 1 ocak kirec- taşı/ bazalt(tan), 4 civi içlerinden biri gümüş(ten), biri altın( dan), biri demir(den), biri bronz(dan) (alınır); çivi kamanın her biri 1 şekel(dir). Taşlardan (yapılmış) ocakların her biri 1 şekel(dir)” (Savaş, 2006).

 

Görüldüğü üzere burada ritüelin yapıldığı yer “yedi ocak” yeridir. Ocak yerlerinin altına konulan materyaller de (çiviler haric; işlenmiş maddedir) yedi (7) adettir. Hititlerin en önemli büyü uygulayıcı olan “Yaşlı Kadın”ın yaptığı büyüler sırasında ocağa birtakım sunular yaptığı biliniyor. Yaşlı kadın bir büyüdeşöyle söylüyor:

KUB XXXII 115+ KUB XXXIV 84+ IBoT II 111+ KBo

XXXIX 8 Vs. II (CTH 404)

13 o günün dilleri ayrılsın, o günün

14 lanetli sözleri ayrılsın” ve onları ocağa fırlatır.

15 Sonra yaşlı kadın tuzu alır, onu yedi dilin üzerine

16 eker, onları yerde (çekiçle) ezer (ufalar) ve onları”

 

Güneş Tanrısı adına ocağa sunulan kurbanlar ile ilgili bir metinde ise yedi tören kabından bahsediliyor:

Rs. III 29-37.

29’ Arkasından yedi hupuwai kabını alır, onları şarap ile

30’ sade zeytinyağı ile, bal ile doldurur, (ayrıca) inciri, kuru uzumu,

31’ siniri, tuzu (ve) içyağını (da) ekler

32’ hupuuai kabını ocağa döker, hupuwai kabınıise

33’ kırar.

 

Birçok kavim tarafından kutsal sayılan, yedi sayısı etrafında gercekleştirilen kurban ritüelinde, her

bir ocağın etrafında farklı tanrı isimlerinin anılması son derece onemlidir. Ocağın bu konudaki işlevinin, ismi gecen tanrı ve tanrıçalara ulaşmada aracı rolünün olduğunu göstermektedir.”

 

Benzer bir uygulamayı yine Hitit cenaze töreninin yedinci gününü anlatan KUB 30.25+KUB

34.68+KUB 39.4+KBo 41.117 (CTH450) numaralı belgede görüyoruz. Yedinci gününde,ölen kralın

ağactan heykeli yapılır ve cenaze töreninin yapılacağı yere getirilir. Daha sonra bu heykel yıkanır,

güzel kokular sürülür ve hazırlanır.”*

 

Görüldüğü gibi ocaklar yedi adet, törensel kupalar yedi adet olarak anlatılmakta. Ayrıca yedi ocak

tanrısından bahsedilmekte ve ocak altına bırakılan nesneler yedi adet.

 

Tüm bunlar ve yazımızın önceki bölümlerinde yaptığımız alıntılar da gosteriyor ki insanlığın geçmişinde yedi (7) çok çok onemli bir geçmişe sahip olduğu gibi, günümüzde de ceşitli şekilde yansımalarınıgörüyoruz. (Devam edecek)

 

*Kaynak:

(Aslı Çizikci, Hititler’de Ocak Kültü, Yüksek Lisans, Hitit Üniversitesi,Sosyal Bilimleri Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, Çorum2019)

4 adet ocak resmi

 

Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.