Image
2020 Nisan

İşten çıkartmalar yasaklanmalıdır

Koronavirüs salgını iş hukuku açısından “zorlayıcı sebep”tir. 4857 sayılı İş Yasası, zorlayıcı sebepleri işçi ve işveren açısından ayrı ayrı düzenlemiştir.

Dr. Murat Özveri

Koronavirüs salgını iş hukuku açısından “zorlayıcı sebep”tir. 4857 sayılı İş Yasası, zorlayıcı sebepleri işçi ve işveren açısından ayrı ayrı düzenlemiştir.

İşveren açısından

*Koronavirüs nedeniyle işçinin çalıştığı işyerinde işin durması halinde işveren bir hafta süreyle işçiye yarım ücret ödemek zorundadır. Bir haftanın sonunda işveren ücret ödemeyecektir. (md. 40)

Bu durumda işçi dilerse iş sözleşmesini bir haftanın sonunda 4857 sayılı İş Yasası’nın 24/III maddesi uyarınca sona erdirebilir. Ancak ihbar tazminatı alamaz. Kıdem tazminatını hak eder.

*Koronavirüs nedeniyle işçi hasta olmadığı halde hastalık riski nedeniyle çalışmaz ise işveren bir hafta süreyle işçiye yarım ücret ödemek zorundadır. Bir haftanın sonunda işveren ücret ödemeyecektir.

Bu durumda işveren dilerse iş sözleşmesini bir haftanın sonunda 4857 sayılı İş Yasası’nın 25/III maddesi uyarınca sona erdirebilir. İş Yasası’nın 25 madde başlığının "derhal fesih hakkı" olmasından hareket eden baskın görüş, zorunlu nedenlerle fesihte işverenin ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü olmadığını savunmaktadır. Ben aksini düşünüyorum ve bu durumda işveren bir hafta sonrası ücret ödeme yükümlülüğü kalmadığından fesih yaparsa işçiye kıdem ve ihbar tazminatı ödemek zorunda olduğu görüşündeyim.

*İşveren tek taraflı almış olduğu kararla işçileri ücretsiz izne çıkartamaz. Tek taraflı, işçinin rızası alınmadan uygulanan ücretsiz izin, fesih anlamına gelir. İşe iade davası açma süreleri işlemeye başlar.

*İşveren, işçileri ücretli izne çıkartabilir. Bu durumda işçinin onayı aranmaz. İşçi ve işveren anlaşarak ücretsiz izin uygulayabilir. Ücretsiz izne rıza veren işçi bu rızasıyla bağlıdır.

*İşveren ayrıca 4447 sayılı yasanın ek 2. Md. uyarınca kısa çalışma ödeneği için başvuru yapabilir. Kısa çalışma ödeneği işverenin bir hafta süreyle yarım ücret ödeme zorunluluğunun bitimiyle başlar.

Kısa çalışma ödeneğinden yapılan ödemeler işçinin ileride alacağı işsizlik ödeneğinden mahsup edilir. Ancak kısa çalışma ödeneğinin işsizlik ödeneğinden mahsup edilip edilmeyeceğini belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir.

İşçi açısından

*Koronavirüs salgını karşında işçiler, “Çalışırsan hastalanabilirsin, çalışmazsan işsiz ve aç kalırsın” ikileminden kurtarılmalıdır.

*Koronavirüsle mücadele için çalışması zorunlu olan sektörlerin dışındaki tüm işyerlerinde çalışma durdurulmalıdır. İşten çıkartmalar yasaklanmalıdır.

*Çalışmayan veya çalıştırılmayan işçilere işsizlik sigortasından ödeme yapılmalı, işsizlik sigortasından yapılan bu ödemeler için servet vergileri getirilmelidir.

*Sosyal güvenlik, sosyal risklerin yarattığı gelir kaybını işçinin sağlığına zarar vermeden gidermek için vardır. Şimdiye kadar sigortalıların ödediği primlerle finanse edilen sosyal güvenlik sistemine servetten alınan vergilerle finansman desteği sağlanmalıdır.

*İşçilerin kredi kartı borçları faizsiz ertelenmelidir.

*Her krizde işsiz kalarak, geliri düşerek bedel ödeyen işçiler hiç değilse bu küresel krizde “hastalık mı açlık mı” ikilemine düşürülmemelidir.

*Anayasanın devletin görevlerini belirleyen 5. maddesine göre, her işçi, sağlığını tehdit eden bu kriz durumunda hem işinin hem sağlığının birlikte korunmasını, bu korunma sırasında “gelirsiz kalmamayı” isteme hakkına sahiptir.