Image
2018 Mayıs

154. Yıl: ADALET İSTİYORUZ!

Зэфэныгъэм тыфай! - Аиашара иаҳҭахуп! - Нийсо Еза Тхуна! - Рæсттæрхон Агурæм!

154 yıl önceydi!

Çerkesya, uzun yıllar süren savaşların sonunda, 1864 yılında Rusya İmparatorluğu tarafından işgal ve kolonize edilmişti.

Askeri harekatlar sürecinde:

*Köyler yakıldı, sivil halkın temel yaşam araçları bilinçli yok edildi, bahçe ve tarlalar tahrip edildi, hayvanlar ele geçirildi, abluka uygulanarak ticaret engellendi.

*Sivil halk -çocuk, kadın, yaşlı- toplu olarak katledildi.

*İşgal edilen bölgelere başka halklar yerleştirildi.

*1.500.000’den fazla Çerkes, köyleri ve ekinleri yakılıp açlığa da mahkum edilerek insanlık dışı koşullar içinde topraklarından çıkarıldı ve Osmanlı İmparatorluğu’na sürüldü.

* Sürgün yolculuğunda 500 bin Çerkes yaşamını yitirdi.

…………………………………………………………………………………………………

Rusya-Kafkasya Savaşı ve ardından Adigelerin vatandan sürülmesi tam bir milli facia olup tarihin en korkunç katliam sayfalarından biridir. Bunun sonuç ve etkileri bugün de kendini göstermekte olup her zaman hissedilecektir. Sürgün sonucunda Çerkesya’nın yerli halkının neredeyse tamamı Kafkasya dışına atıldı. Üstelik bu vahşet sırasında dağlıların yaklaşık yarısı yaşamını kaybetti. Vatan topraklarında ise Adigelerin sadece %10’u kaldı.

Rusya Çarlık yönetiminin 19. yüzyılda Kafkasya’da üstlendiği çirkin rolü ve Adigelere karşı soykırım uygulamaları düşünülürse, tarihin acı olaylarını yeniden karıştırmamak ilkesi belki de başlıca argüman olacaktır. Ne var ki biz bu görüşe katılmıyoruz ve söz konusu savaş konusunda şu ilkeyi tercih ediyoruz:

“Tatlı yalandan, acı gerçek iyidir”.

Tarihi geçmişin gerçeklerini çarpıtmak, önyargılı yorumlarla değerlendirme yapmak, günlük çıkarlar uğruna tarihteki feci, olumsuz ve hassas konuları yumuşatmak ve görmezden gelmek er veya geç felakete yol açmaktadır.

Ahlak açısından gerçeği saklamak her iki tarafı aşağılar, özellikle de gerçekten korkanı küçük düşürür, öte yandan bu şekilde gerçeği gizlemek gücün değil, güçsüzlüğün göstergesidir.

Tamara Polovinkina

…………………………………………………………………………………………………

Sisianov, Bulgakov, Yermolov, Kosarev, Velyaminov, Vlasov ve Zass gibi Çar generalleri yerli halka karşı vahşice bir acımasızlıkla zulmetmiş, tarih sayfalarına zalim ve kanlı katiller olarak geçmişlerdir. General Zass için yerliler, “şeytan” deyimini kullanmıştı.

Lorer (Dekabrist), Zass hakkında şöyle diyor: “Konuşma sırasında Zass’a dedim ki; senin savaş yöntem ve uygulamalarını kabul etmek mümkün değil. Fakat o, bedeli ne olursa olsun, Rusya’nın Kafkasları, mutlaka fethetmeye kararlı olduğunu söyledi. Biz düşmanlarımızı korku ve şiddetten başka neyle ve nasıl yenebiliriz! Bu işte insanseverlik yürümez. Zaten A.P. Yermolov da hiç acımadan asıp keserek, yakıp yıkarak, köyleri yok ederek bizden de ileri gitmiştir. Şimdiye kadar onu dağlarda korkuyla hatırlıyorlar ve çocukları korkutmak için onun ismini kullanıyorlar. Evet Zass’ın anlattıkları sadece laf değildi. Proçnoye tabyalarında yaptırdığı koruganda Çerkeslerin kafalarını kestirip mızraklara taktırmıştı ve kesik başların sakalları rüzgarda uçuşuyordu... Bu iğrençliğe ve vahşiliğe tahammül etmek imkansızdı. Zass, davetlisi bir hanımın ricası üzerine düşman kafalarını kaldırmayı kabul etti. Biz de o sırada misafiriydik. Generalin çalışma odasına girdiğimizde dayanılmaz, iğrenç bir kokuyla sarsıldım. Zass gülerek, yatağın altında kafaların konduğu sandıkların bulunduğunu söyleyerek şaşkınlığımızı giderdi ve camlaşmış gözleriyle korkunç şekilde bize bakan birkaç kafanın bulunduğu kocaman bir sandığı çekip çıkardı. ‘Onları neden burada tutuyorsunuz?’ diye sordum. ‘Onları kaynatıyorum, temizliyorum ve anatomi çalışmaları için Berlin’deki profesör dostlarıma gönderiyorum’ diye karşılık verdi”.

(Russkiy Arkhiv Dergisi, 1847)

…………………………………………………………………………………………………

 

UNPO

Temsil Edilmeyen Uluslar ve Halklar Örgütü

15-19 Temmuz 1997 Genel Kurul 5.toplantısı-Genel Kurul Kararı 1

Çerkes ulusunun durumu üzerine karar;

Genel Kurul,

Dünya Çerkes Birliği temsilcisinin Çerkeslerin bir kısmının Rus-Kafkas savaşlarında imha edildiği ve sağ kalanların %90’ının Türkiye, Suriye ve Ürdün’e sürgün edildiği;

Ulusun uzun bir süre soykırım ile karşı-karşıya kaldığı;

Gurbette yaşayan Çerkesler’in kendi dil, kültür ve kimliklerini korumada zorluk çektiği;

konusundaki raporunu dinlemiştir.

Bu nedenle UNPO,

Rusya Federasyonu ve uluslararası topluluğa, 19.yüzyılda Çerkes ulusuna soykırım yapıldığını kabul etmeleri ve Çerkes halkına sürgün ulus statüsü verilmesi çağrısını yapar.

Rusya Federasyonu’na, Çerkeslerin hem Rusya, hem de yaşadıkları ülke vatandaşlığı olmak üzere çifte vatandaşlık hakkı verilmesi çağrısını yapar.

Rusya Federasyonu’na, Çerkes halkının kendi tarihsel topraklarına dönebilme garantisi vemesi çağrısını yapar.

…………………………………………………………………………………………………